Anksiyete Nedir? Şema Terapisi ve Nörobilim Açısından Kaygının Kökeni
Kaygı bazen bir sınav öncesi çarpıntı, bazen hiçbir sebep yokken gelen o iç sıkıntısıdır.
Beden alarm verir ama ortada görünür bir tehdit yoktur.
Peki, neden bazı insanlar bu alarmı diğerlerinden daha sık ve daha yoğun hisseder?
Yanıt, hem beynimizin duygusal sistemi hem de çocukluk döneminde gelişen şemalarımız arasındaki güçlü bağlantıda gizlidir.
Yanıt, hem beynimizin duygusal sistemi hem de çocukluk döneminde gelişen şemalarımız arasındaki güçlü bağlantıda gizlidir.
Nörobilim Perspektifi: Beyin Kaygıyı Nasıl Üretir?
Beynimizdeki amigdala, tehditleri algılayan erken uyarı merkezidir.
Bir tehlike sezdiğinde hemen “savaş ya da kaç” tepkisini başlatır.
Ancak kronik stres, travma ya da belirsizlik ortamında yaşayan bireylerde bu sistem aşırı duyarlı hale gelir.
Yani beyin, gerçek bir tehdit olmasa bile “tehlike var” sinyali verir.
Araştırmalar, uzun süre kaygı yaşayan kişilerde prefrontal korteksin (mantıklı düşünmeden sorumlu bölge) aktivitesinin azaldığını;
buna karşılık amigdalanın aşırı aktif olduğunu gösteriyor.
Bu da şu anlama gelir:
Akıl devreden çıkıyor, duygular yönetimi ele alıyor.
Şema Terapisi Perspektifi: Kaygının Altındaki Duygusal Kod
Şema Terapi’ye göre kaygının temelinde çoğu zaman şu duygusal kalıplar, yani “şemalar” yatar:
Tehdit ve Güvensizlik Şeması: Dünya tehlikelidir, insanlar zarar verebilir.
Terk Edilme Şeması: Sevdiğim biri beni bırakabilir, yalnız kalabilirim.
Mükemmeliyetçilik / Onay Arama Şeması: Yeterince iyi olursam güvende olurum.
Bu şemalar çocuklukta oluşur.
Beyin o dönemde hangi durumun “tehlike” olduğunu kaydeder.
Yetişkinlikte yaşanan bir tartışma, başarısızlık ya da eleştiri ise o eski duygusal hafızayı yeniden tetikler.
Bir anlamda zihin, geçmişteki korkuların yankısını bugünde duymaya başlar. Beynin duygusal hafızası (amigdala, hipokampus) ile düşünsel hafızası (prefrontal korteks) aynı anda iyileşmediği sürece kaygı kalıcı olur.
Şema Terapi, hem duygusal hem bilişsel sistemleri yeniden eğiterek beyne “şu an güvendesin” mesajını öğretir.
Bu yüzden terapi yalnızca konuşma değil, beyinde yeni sinir yolları oluşturma sürecidir.
Anksiyeteyle Baş Etmek İçin Bilimsel Mini Öneriler
Derin değil, düzenli nefes alın: Nefesin ritmi vagus sinirini aktive eder.
Gün sonunda beden taraması yapın: “Şu anda hangi kaslarım gergin?” diye sorun.
Günlük tutun: Amigdala duygusal, prefrontal korteks yazıyla düşünsel boşalır.
Kaygınızı bastırmayın, ad verin: “Şu anda tehdit algım aktif.”
“Zihin güveni yeniden öğrenebilir.”